Günlük hayatta yediğimiz besinlerin, zihnimizin ve bedenimizin sağlıklı olabilmesi için ne kadar önemli olduğunu biliyor muydunuz?
Günlük hayatımızda stresle karşı karşıya kalmamak mümkün değil. Hatta çağımızın en yaygın hastalıkları arasında en üst sıralardadır. İç ve dış dünyamızın sebep olduğu bazı zorluklar, stresi daha ileri seviyeye taşımaktadır.
Stresin dezavantajları olduğu gibi şaşırtıcı ama gerçek, avantajları da vardır. Bunlardan biri ise stres durumunda yaratıcılığımızın devreye girmesidir. Çünkü zor durumdan çıkmak için beyin, çözüm için yaratıcılığını kullanmak zorunda kalır.
Dünya Gelişiyor Lakin Vücutlarımız Aynı…
21.yüzyılda olmamıza rağmen, vücutlarımız hala tam olarak gelişmiş değildir. Birçok şey değişse de, biyolojimiz ne yazık ki değişmedi. Aslında hala bir adaptasyon sürecindeyiz ve fiziksel faktörlere uyum sağlamaya çalışırken, zorluk yaşıyoruz. Buda stres hormonunun tetiklenmesine sebep oluyor.
Bedenlerimiz strese hipotalamik hipofiz adrenal (HPA) ile cevap verir. Hipotalamus tarafından belirlenen değişikler hipofiz bezini uyarır ve hormonun seviyesini saptar. Stres yaşandığı zamanda, böbreklerimizin üstünde bulunan adrenalin bezleri yanıt bulacak şekilde hormonlar üretir.
Stresin Anatomisi
Bu terim 1959’da ilk defa, Hans Selye adlı yazarın ”Hayatın Stresi” adlı eserinde ilk kez kullanılmıştır. Yazar bu terimi ”genel adaptasyon sendromu ” olarak adlandırıyor. Yazara göre insanlar stresli bir durumla karşı karşıya kaldıkları zaman, 3 durumdan geçerler.
1. Aşama
Stres durumunda vücut da adrenalin ve noradrenalin hormonları yükselir ve bu kendiliğinden meydana gelir. ”Kaç veya dövüş” durumu için hazırlanırız. Süreci diğerlerine göre daha kısadır.
Kan şekerinin yükselmesiyle, kalp atışı yükselir. Nefes alma ihtiyacımız artar ve sürecin birçoğu biyokimyasaldır.
2. Aşama
Var olan zor durumla mücadele etmeye başlarız. Bu nedenle kortizol seviyesi yükselir. Vücudun kortizole ihtiyacı olur çünkü kan şekerinin yükselmesi, ruhen ve bedenen vücudun enerjisinin artmasıdır.
2.aşamada uykusuzluk, adet düzensizliği, karın bölgesinde yağlanma ve hızlı yaşlanma gibi olumsuz etkilerle karşı karşıya kalırız.
3. Aşama
Vücut artık pes etmiş durumdadır. 2.aşamada verilen savaş bedeni bir hayli yıpratmış duruma getirmiştir. Sonuçta vücudunda bir gücü vardır ve tükenme durumu söz konusudur. Vücudun gücünün bitmesi durumunda, ruhsal problemler kendisini göstermeye başlar. Hormon seviyelerinde dengesizlikler meydana gelir.
1. Kan Şekeri!
Kan şekerinin düzenli olması o kadar önemlidir ki. Baskıyı yok ederek, adrenalin hormonlarının normal olması gerekir. Şeker tamamen hayatınızdan çıkmalıdır. Özellikle yüksek şeker içeren karbonhidratlardan uzak durulmalıdır. Protein tüketmeye dikkat etmelisiniz ve en az bir öğünde protein içeren besinleri tüketmelisiniz.
2.Yağlara Dikkat!
Doktorların özellikle tavsiye ettiği Omega 3 yağları, adrenalin hormon seviyesini düzenler. Deniz ürünlerini tükettiğinizde, bu yağlardan faydalanabilirsiniz.
3.Vitamin ve Mineral Tüketin!
Vitamin ve mineral tükettiğinizde, adrenalin hormonu salgılanıyor. Özellikle meyvelerde bulunan C vitamini ve kırmızı et, yumurta ve peynirden alınan B5 vitamini ve son olarak magnezyum tüketilmesi oldukça önemlidir.